Pulmonoloji - Göğüs Hastalıkları Doğru nefes hayatınızı değiştirebilir

Nevreste

Hala umudum var
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
290.914
597.588
42
56c5bc9ac03c0e5e58a56b60.jpg

Nefes almak insan için olmazsa olmazdır. Doğru bir nefes alarak bir çok organımız ve vücudumuzun genelini dinlendirebiliriz. Doğru nefes alıp vermek hayatımızı değiştirebilir. Doğru nefes alıp vererek hayatımızı nasıl değiştirebileceğimiz değinmek istedik;

Yeni bir nefes, yeni bir siz, yeni bir hayat… Nefes alıp veriş şeklinizi değiştirerek, yani bebekliğinizdeki gibi kesintisiz ve derin nefes alarak gerçek potansiyelinizi keşfetmek, hayatınızda neleri değiştirebileceğinizi görmek istemez misiniz?
Doğduğumuz anda yaptığımız ilk eylem olan nefes almak, yaşam enerjimizin kaynağı. Tıpkı bir elektronik cihazın çalışması için elektriğe ihtiyacı olması gibi, yaşamak için organlarımızın nefese ihtiyacı var. Peki biz zaten nefes almıyor muyuz? Tabi ki alıyoruz ama olması gerektiği gibi değil. Bebekken son derece açık olan, bedenimizde su gibi akan nefesimiz, endişeleri üzüntüler, kızgınlıklar, korkular sonucu yıllar içinde duraksamaya başlıyor, bu da nefes kalıbımızı değiştiriyor. Kötü bir haber aldığınızda ya da iş yerinden baş etmesi zor bir krizle baş başa kaldığınızda nefesinizi tuttuğunuzu mutlaka fark etmişsinizdir. Bu, bize bilinçaltımızın bir oyunu. Yaşamımız bittiğinde, yani öldüğümüzde nefesimiz de son bulur. Bilinçaltımızda da “nefes almazsam bana ızdırap veren bu duyguyu hissetmem” şeklinde bir kalıp var. Oysa ki yaşam hep akar ve dönüşür. Biz bu döngüyü bozduğumuzda, yani nefesimizi tuttuğumuzda, ya da kısıtlı aldığımızda bu olumsuz duygular dönüşmüyor. Kendimizi çaresiz, çözümsüz hissediyoruz, olayları travmatize ediyoruz. Öyleyse tatsız olaylar karşısında nefesimizi doğamızın gerektirdiği gibi alıp verirsek tüm ızdıraplar ve travmalar da son bulmaz mı? düşünün. Coşku doludurlar, hayal güçleri sınırsızdır, ne istiyorlarsa söyleyebilir, ne istiyorlarsa yapabilirler. Kızar, üzülürler ancak beş dakika sonra sevinç kahkahaları atarlar. Bunlar derin ve bağlantılı nefes alıp vermenin getirdiği özellikler. Peki nefes hayat, neşe, enerji, huzur, sağlık demekse, daha fazlasını alabilecekken neden buna engel oluyoruz?

14304619170.60909200.jpg

Şüphesiz nefes alıp verme sağlıklı insanlar için çok kolay bir iş. Çoğu zaman “Nasıl nefes alıp vermeliyiz?” konusunda durup konuşmayız, çünkü nefes alıp verme her zaman yaptığımız bir aktivitedir. Ne var ki, bizim hayatta kalmamızı sağlayan en önemli olay solunumdur. Biz, uyumadan, yemek yemeden, ya da su içmeden günlerce yaşayabiliriz ama, nefes almadan bir kaç dakika bile hayatta kalmayız. Bu yüzden belki üzerinde konuşmamız gereken en önemli konulardan biri doğru nefes alıp vermeyi öğrenmektir.

Doğru nefes alıp vermenin önemini daha iyi anlamak için ilk önce yetersiz ve düzensiz nefes alıp vermenin zararlarına bir göz atmak gerekir. Organlarımıza oksijen taşınmasına yardımcı olan kalbimiz bu gibi bir durumda sıkıntıya düşen ilk organımız olabilir; yani kalp krizi geçirme olasılığımız artacaktır. Ayrıca kan basıncının yükselmesi, kanser, ani sancılar, zatürre, astım, konuşma problemleri, stresle başa çıkamama, düzensiz nefes alıp vermenin yol açabilecek ama bizim pek ender düşündüğümüz sorunlardır.

içerik.jpeg


Diğer yandan doğru ve kontrollü nefes alıp vermemizin bir çok faydası vardır. Örneğin kalbin ritminin düzelmesiyle kan basıncının düşmesi, kan dolaşımının hızlanması, sindirimin kolaylaşması, stresle daha kolay başa çıkabilme anti-depresan ilaçlara bağımlılığı ve uyku düzensizliğini ortadan kaldırma bunlardan bir kaçıdır.
Ciğerleri dakikada 4 ile 6 litre arasında hava ile doldurmak.
Nefes alıp verirken göğüs yerine diyaframı hareket ettirmek: Çünkü diyaframın kullanılması daha ağır ve her seferinde daha fazla hava teneffüs etmemizi sağlar.
Solunumu ağız yerine burundan yapmak.
Doğru nefes alıp veremeyen insanlar karbondioksite daha duyarlıdır; karbondioksitli ortamlarda daha sık ve kısa nefes alıp verirler. Düzenli solunum yapan insanlarda kabondioksitli ortamlarda, heyecan ve stres sırasında, daha normal tepkiler verirler, kırmızı kan hücreleri oksijeni organlara daha kolay taşır.
Ara sıra yapılan nefes egzersizi de doğru nefes alıp vermemize yardımcı olacaktır. Basit, fakat faydalı bir nefes egzersizinin adımları şöyledir:

  1. Burnunuzdan yavaş bir şekilde ama alabildiğinizce çok nefes alın.
  2. Sonra yine yavaş bir şekilde ağzınızdan verin.
  3. (1) ve (2)’ yi bir kere daha tekrarlayın.
  4. Şimdi de burnunuzdan nefes almaya başlarken ağır ağır dörde kadar sayın.
  5. Nefesi vermeye başlarken de altıya kadar sayın.
  6. Nefes vermeyi, nefes almaktan daha yavaş yaptığınızdan emin olun.
  7. Nefes verirken kaslarınızın rahatladığını ve gevşediğini hissedin.
  8. Bu nefes egzersizini gerildiğiniz veya bunaldığınız herhangi bir yerde ve zamanda yapabilirsiniz.
  9. Günde en az 40 kere derin nefes alıp verin.
Eğer sigarayı yakın zamanda bıraktıysanız, derin nefes alıp vermek oksijen alım miktarını yükselterek sigaranın zararlı etkilerini kısa zamanda azaltacaktır.

56c5bc4cc03c0e5e58a56b45.jpeg


Doğru Nefesin Tanımı Bebek Nefesidir
“Doğru nefes almak, derin, akıcı ve bütünsel olmalıdır. Doğru nefes, tıpkı bir bebeğin nefesi gibidir. Onlar, karınlarına nefes alırlar ve nefes alma-verme esnasında beklemezler. Doğru nefeste, solunum sisteminin tam olarak kullanılmasıyla ilk önce karından başlar ve okyanustaki bir dalga gibi tüm vücuda yayılır.”

Doğru nefes. dünya sağlık örgütü tarafından da havayı ciğerlere tam olarak doldurmak ve nefes alış verişi esnasında diyafram kasını kullanmak olarak açıklanmıştır. Diyafram kası, akciğerlerin hemen altında bulunan bir kastır. Bu kasın hareket etmesiyle birlikte vücudumuzun karın bölgesi de beslenmeye başlar ve nefes tüm vücuda dolar. Bizim yaptığımız bütün çalışmalar nefes alma kapasitesini açmak ve nefesin gitmediği yerleri tespit ederek, oraya noktasal baskılarla ve farklı tekniklerle nefesin gitmesini sağlamaktır.

Nefes Alışkanlığımızı Değiştirebiliriz
Düzensiz nefes alışkanlığını değiştirmek için ilk önce nefesi nerede bozduğumuzu bilmek gerekir. Hepimiz yeni doğduğumuzda doğru nefesi zaten kullanıyorduk. Daha sonra 2-3 yaşından sonra, zihin devreye girdiği andan itibaren ve ilk otoriteyle, anne ve babanın nefes alışkanlıklarıyla, dayatmalarıyla, yaşadığımız deneyimlerle oluşturduğumuz inanç sistemleriyle, onlara yüklediğimiz anlamlarla, düşünce kalıplarıyla nefesimizi bozmaya başladık. Kişi inanç sistemlerinin ve olumsuz düşünce kalıplarının yerini daha yapıcı düşüncelerle değiştirdikçe, nefes alma kapasitesini açtıkça tekrar nefesimizi doğru ve akıcı bir hale getirebiliriz.

Kaynak:zerafetim
 
X