İşin önemi Ve Iş Yaşaminda Tükenmişlik

yaren_76

mareşal
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
2.066
66
İŞİN ÖNEMİ VE İŞ YAŞAMINDA TÜKENMİŞLİK


Prof. Dr. Nursel TELMAN
Yrd. Doç. Dr. Levent ÖNEN

İşin önemi:
İşin, insan yaşamında yeri büyüktür. İsanın bir iş yaşamı olmasının ve bu iş yaşamında başarılı ve iş memnuniyneti içinde olmasının söz konusu olduğu günümüzde, gündemimizdeki konu daha da fazla önem kazanmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21. Yüzyıla damgasını çoktan vurmuş olan değişim hızı, gittikçe ivme kazanmakta ve bu baş döndürücü hız, iş yaşamını birçok boyutta zorlamaktadır. Bir taraftan insan, iş yaşamında kendi becerisini kullanabilme, başarının getireceği memnuniyeti algılama, bir statü sahibi olma, ekonomik ihtiyaçlarını sağlama, günün başlangıç ve bitiminin bilincini yaşama, disiplinli ve planlı olma alışkanlığının kazanılması gibi bir çok pozitif geri bildirimi elde ederken, devamlı beyinsel işlevlerini kullanması nedeniyle de canlı ve hareketli olur.

Ne var ki, bu günün iş yaşamını zorlayıcı yapan, gerek teknolojik değişmeler gerekse hız ve kaliteye ulaşmanın yarattığı stres, çalışanı çalışma gününün sonunda tükenmişliğe sürüklemektedir.

Tükenmişliğin tanımı:

Tükenmişlik, hepimizin çok iyi tanıdığı bir duygudur. Hani uzun ve yorucu bir günün sonunda eve geldiğinizde kendinizi çok yorgun, hissedip, 5 dakika kanepeye uzanırsak kendimize geleceğimizi hissettiğimiz akşamlar “tükenmişliği” yaşıyorsunuz demektir. Bu, uzun soluklu stres veya hayal kırıklığı sonucu yaşanan fizik veya duygusal bitkinlik duygusudur. Bu duygu, depresyonla aynı duygu değildir. Bu semptom içine yavaşça girilir, birey uzun süre kendini bitkin, tamamen enerjisi tükenmiş hisseder.

Kronik yorgunluk tükenmişliğin en temel semptomudur. Tükenmişliği yaşayan insan fizik olarak, duygusal ve ruhsal olarak bitkindir. Davranışsal olarak bakılırsa tükenmişliği yaşayan “çalışan insan” kinayeli, eleştirel olur. Çevresine ilgisiz ve etkisiz olur.

Tükenmişlik yavaş yavaş gelişir ve insanın yaratıcılığı ve etkinliği yerini, derin yorgunluk duygusuna ve eleştirel davranışa bırakır ve böylece insan hareket etme gücünü kaybeder. Uzun süre stresi yaşamak, tükenmişliğin nedenlerinden biridir. Tükenmişlik yavaş yavaş gelişen bir hastalıktır ve akşamdan sabaha da iyileşmez.

Tükenmişliğin uyarıcı niteliğindeki ilk belirtileri:
Aşağıdaki listede belirtilen semptomları dikkate almak gerekir. Bu semptomlardan ne kadar çoğunu yaşıyorsanız ve ne kadar süreli yaşıyorsanız o kadar tükenmişliği yaşamayla karşı karşıya kalma riskiniz vardır.

Belirtiler:
• Kendini devamlı yorgun, bezgin, fizik olarak güçsüz hissetmek.
• Zorlanmaya neden olana karşı öfke duymak.
• Zorlamayla başaçıkmalarda kendi kendini devamlı eleştirmek
• Alaycı, negatif ve tedirgin olmak.
• Küçük bir şey karşısında hemen alevlenmek.
• Devamlı baş ağrıları ve sindirim, barsak sistemi bozuklukları yaşamak.
• Kilo kaybı veya kilo almak.
• Süreli uyku hali veya depresif olmak.
• Nefesi kesilme – nefessiz kalma hissi yaşamak.
• Her şeyden şüphe eder olmak.
• Çaresizlik duygusunu yaşamak.
• Risk almada artış.
İş yaşamında tükenmişlik:
Günümüzde iş yaşamı oldukça rekabet gerektiren, zorlayan bir yapıya sahip olup, yönetici ve çalışanların, hedefleri başarmaları konusunda üzerlerinde devamlı baskı yaratır. İş yaşamındaki bütün çalışanlardan hızlı ve tercih edilebilen ve ucuza malolabilen çözümler ortaya koymaları bekleniyor. Baskının gittikçe arttığı böyle bir ortam içinde stres çok sık yaşanan bir duygudur.

Tükenmişlik semptomları 5 ayrı kategoride ele alınabilir (Schaufeli & Buunk, 1992)

1. Psikolojik semptomlar
2. Fizik semptomlar
3. Davranışsal semptomlar
4. Sosyal semptomlar
5. Problem olmaya yatkın tutumlar.

Organizasyonlarda tükenmişlik semptomları ve olası sebepleri:

1. Psikolojik sebepler ve semptomları:
- Kendini depresif hissetme
- Derinlerde hissedilen öfke ve hayal kırıklığı duygusu
- Zihinsel ve motor hareketlerde beceri zayıflığı
- Konsantrasyon bozukluğu
- Nedeni bilinmeyen huzursuzluk veya tedirginlik duygusu

Bu semptomlar yaşandığı zaman bireyin başarma duygusu yok olur. Bir şeyi başarmayla ilgili kendine güveni ve takdiri azalır ve sonuçta tükenmişliğin diğer semptomları yaşanır. Bir işletmede bu semptomları yaşayanların sayısı artması halinde, örgütsel tükenmişlik söz konusu olur ki, bunun da organizasyona maliyeti olağanüstü yüksektir. İnsanların strese olan direnç eşikleri ne kadar yüksekse, stresle ilgili hastalıklara ve tükenmişliği geliştirmeye de o derece dirençli olur. İş yaşamında çalışanlarda tükenmişliğin gelişmesi yaşanan hayal kırıklığı, engellenme ve hüsran duygusu yaşamayla yakından ilişkilidir.

2. Fizik sebepler ve semptomları:

*Hafif fizik semptomlar:
- Tansiyon
- Başağrıları
- Bulantı
- Yoğun veya kronik yorgunluk

* Psikosomatik bozukluklar:
- Ülserler
- Mide barsak bozuklukları
- Kalple ilgili problemler

* Psikolojik stres reaksiyonları
- Solunum yetmezliği – astım
- Yüksek kan basıncı
- Yüksek kolestrol seviyesi

Örgütlerde uygulanan vardiya sistemleri, statü ve bunların gerektirdiği sorumluluklar, fiziksel ve zihinsel olarak işin gerektirdiği beceriye sahip olmamak, ergonomi, fizik ortamın (ışıklandırma, gürültü, titreşim, ışın gibi) insan yapısını zorlaması nedeniyle stres yaşanır. Stres olgusu yaşandığı zaman, vücutta dengeyi sağlayan mekanizma bozulur ve buna bağlı olarak da
fizyolojik yapı bozulur. Örneğin, stresin yaşanması salgı bezlerinin adrenalin salgılanmasına neden olur. Bu madde de bir çok diğer maddenin salgılanarak kana boşaltılmasına neden olur. İnsan vücudunun organik yapısının devamlılığı için gerekli olan bu maddelerin gereğinden fazla salgılanmış olması, organizmanın dengesini bozar. Aynı zamanda insanın fizik yapısını da negatif yönde etkiler.

3. Davranışsal sebepler ve semptomları:
İş yaşamında çalışanların üzerlerinde baskıyı hissetmeleri ve bunun artması sonucunda bazı davranışsal semptomlar da ortaya çıkar. Bu davranışsal semptomlar:
- Hiperativite – yerinde duramama-duruluğu kalkmış olma
- Sigara kullanımında artış
- Kafein alışlarda artış – kahve içiminde artış
- Alkol alımında artış
- İlaç alımında artış
- İş yerinde üretimin düşmesi
- İşe gelmeme, işten kaytarmaların artması
- Çalışma ortamında kendini izole etme
- İş yerindeki işlerin dışında kalma

Çalışanın yaşadığı davranışsal semptomlar, gittikçe artmaya devam eder. Hiperaktif davranışta, hiç bir şekilde huzur bulamama, yaptığı hiç bir şeyden zevk almamak ve birinden bir diğer aktiviteye atlamak fakat bitirmeden ilgiyi kaybedip bıkmak, sebatkar olmamak gibi davranışlar birbirini takip eder. Birey sigaraya sarılır. Sağlığını tehdit edecek kadar çok sigara ve kahve içimine devam eder. Alkol alımı alkolik oluncaya dek sürer. Bütün bunların yanısıra uykusuzluk insanı tüketir. Sakinleştirici ilaçların da bu arada dozu artırılır. Bu platforma gelen insanın verimi düşer. Sık hastalanır veya kendini o kadar hasta hisseder ki, sık sık işe gelmemeyi alışkanlık haline getirir veya iş yerindeyken işten kaytarır (sigara içmek, tuvalete gitmek bahane olarak kullanılır).

4. Sosyal sebepler ve semptomları:
Bu boyut daha çok iş ortamında görülür. İş ortamında tükenmişliği yaşayan kişiler, fizik ve psikolojik olarak kendilerini çalışma arkadaşlarından izole ederler. İnsan ilişkileri kopmuştur. Diğer çalışanlar arasında olsa da kendini izole edilmiş gibi hisseder. Kendi kendisinden de yabancılaşmıştır. Kendisini tanımakta zorluk çeker (self-estrangement). Tükenmişliğin bu boyutuna iş yaşamında gerekli destek birimlerinin olmaması neden olur. Çünkü, çalışanlar bu çevreyi kendi gelecekleri için yatırım olarak görür ve ona yaslanırlar.

5. Problem olacak tutumlar:
• Negatiflik
• Alaycılık
• Vazgeçme tutumu
• Pesimist olmak
• İlgisiz olmak

Çalışanların gerek kişilik yapıları gerekse içinde bulundukları durum itibariyle sergiledikleri bu tutumları, diğer boyutta tükenmişliklerin yaşanmasına çanak tutar. Bireyler sadece kendileri değil, fakat çevrelerindekileri de zaman içinde etkileri altına alırlar.


6. Organizasyonel semptomlar ve sebepleri:
Maslach ve Leiter (1998) tükenmişliğe neden olan birçok sebep ayırt ederler. Bu boyutların daha çok genç elemanlar tarafından yaşandığının altını çizerler.

• Çok fazla iş yükü
• Otonomi- kendi başınalık- başına buyruk olma
• Otorite boşluğu veya otoriteyi reddetme
• Beklenti ve realite (elde edilen)

Çalışanın, gerek kendi beklentilerini karşılamayan iş ortamı gerekse başkalarının yaptığı ve elde ettiğiyle kendisini kıyaslaması, onu hayal kırıklığına ve enerjisini gereksiz yere tüketmesine neden olur.

ÖRGÜTSEL TÜKENMİŞLİĞİN TEMEL NEDENLERİ:
• İşle ilgili objektif deneyim ve işin subjektif baskısı.
• İşin belirsizliği
• Liderlik stili
• Geribildirimin az olması
• Karar vermede rolü olmama
• Bürokrasiyle uğraşma
• İşin Yüksek bilgi ve beceri gerektirmesi
• Müşteri veya insanlarla yoğun, içsel ve duygusal ilişkide bulunma zorunluluğunun baskısı altında olma.
• Negatif tutumda olması nedeniyle motivasyonun düşük olması
• Örgütsel tükenmişlik daha çok yüksek eğitimli ve 40 yaşından daha genç olan çalışanlarda daha çok görülür.
• Hırslı ve dolayısıyla çok yoğun çalışanlarda
• Nakliye işinde çalışan profesyonellerde
• Devlet kademelerinde, eğitimde, hukuk alanı gibi alanlarda çalışanlar tükenmişliği yaşamaya eğilimlidirler.
• Çalışan kadınlar tükenmişliği yaşamaya aday olarak risk taşırlar. Çünkü birden fazla kapasiteyle çalışmak durumundadırlar (eş, anne, kadın olma, sosyal ilişkilerde katkıda bulunma ve meslek). Bütün bunlara ilave olarak kadın kendini kanıtlamak üzere daha fazla çalışmak zorunda olması.
• Hayır demeyi beceremeyenler
• İşi delege etmeyi bilmeyenler
• Uzun süre duygusal destek vermek zorunda kalanlar
• Uzun süre çok başarı elde etmek için uğraşanlar.


TÜKENMİŞLİĞİ YAŞAMAMAK İÇİN YAPILACAKLAR:
Eğer çok fazla çalışma durumunda olunacaksa, tükenmişliği yaşamamaya dikkat etmek gerekir. Bunun için yapılacaklar:
• İş yaşamında çalışanlar olarak, beyinsel tükenmişliği yaşamamak için, eğlence adına bir şey yapmaya özen gösterilmelidir
• Beyin enerjisinin bir limiti vardır, ona saygı göstermek gerekir. Onu zorlamadan ya kapasitenin yettiği kadar çalışmak veya enerjiyi yükseltmek üzere uygulamalar yapmak gerekir.
• Siz daha başarılı ve becerikli oldukça, sizden yardım isteyenlerin sayısı da artacaktır. Daha çok insan size güvenir ve yaslanır ve sizden destek ister olacaktır. Bunun için “Hayır” demesini öğrenmek gerekir.


TÜKENMİŞLİĞİ YAŞAMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA GELİNİRSE;

Tükenmişliği yaşama tehlikesiyle karşı karşıya kaldığınızı hissediyor veya ne yaparsanız yapın hiç bir şeyden zevk almıyorsanız, aşağıda verilmiş olan öneriler, bu durumu düzeltmede yardımcı olabilir.

• Hedeflerinizi yeniden gözden geçirip önceliklerinizi belirleyin.
• Sizin üstünüze yıkılmış olan işlerin sizin hedeflerinizle ne kadar bağdaştığına bakın.
• Yeteneklerinizi iyi tanımlayın. Üzerinize aldınız yükleri taşıyabilecek misiniz? Sorgulayın.
• Eğer kapasitenizden çok fazla üstünüze yük almışsanız, bunları azaltın.
• Eğer çvrenizdeki insanlar sizin duygusal enerjinizi alıp götürüyorlarsa, diğer insanlara vermek üzere, sadece destek rolünü üstlenin.
• Stresle başaçıkma yöntemlerini öğrenin.
• Hayatınızda stres yaratan alanları inceleyin. Problemleri bir bir çözerek stresi azaltmayı deneyin.
• Sağlıklı bir hayat yaşadığınızdan emin olun.
- Yeteri kadar uyuyun
- Enerjinizi geri kazanma uygulamalarını yapın
- Sağlıklı ve dengeli beslendiğinizden emin olun.
- Devamlı egzersiz yapın
- Kafein ve alkol alımını sınırlayın.
- Alternatif aktiviteler geliştirin. Sevdiğiniz işleri yapmak gibi.
- Kendinizi gevşetici hobiler geliştirin.
- İnsan olduğunuzu unutmayın. Problem yaratan konulardan zihninizi uzaklaştırın. Mutlu ve huzurlu olmak sizin de hakkınızdır.

İŞ YAŞAMINDA TÜKENMİŞLİK SEBEPLERİNE GENEL BAKIŞ
• Mükemmeliyetçilik:Bu yapıdaki kişiler, devamlı mükemmeli elde etme ihtiyacında olup, ne var noktasına odaklaşırlar. Neler yapılmış olduğunu önemsemezler. Bu böyle olduğu sürece, hiç bir zaman bir şeyi başarmış olduklarını hissetmezler.

• Hiç bitmeyen görevler: Başlangıç ve bitişi belli olmayan işlerle uğraşmak, işi yaparken insan, hiç bir zaman bir işi bitirdiğini idrak edemeyeceği için tükenmişlik duygusuna sürükler.

• Fazla iş yükü: Sahip olduğunuz zaman içinde, bitirilebilecek olandan daha fazla iş yüklenmeniz halinde, daima kaybetme riski ile karşı karşıya kalmak, tükenmişliğe götürür.

• İmkansız olan işler: Yapabileceğimizi zannettiğimiz fakat fizik olarak yapma imkanımız olmadığı işleri yaptığımız zaman otomatik olarak kendimizi yenilmiş gibi hissederiz. Asla kazanamayacağımız bir durumu idrak etmek tükenmişliğe götürür.

• Birden fazla işi birden yüklenmek: Çoğumuz hayatımızda birden fazla işi yapmaya girişiriz. Böyle bir durumda kendimizi bu yükün altında ezilmiş hissetmemiz tükenmişlik duygusunu yaşatır.

• Kendini feda etme: İsteğimizin dışında kalan görevleri yapmak durumunda kaldığımız zaman veya yapmayı istemediğimiz halde, mutabıkmışız gibi davranma durumunda kalma da tükenmişliğe götürür.

• Konuşulmayan duygular: Konuşulmayan, bir başka deyişle boşalması sağlanmayan duygular bloklar oluşturur. Örneğin verimsizliğe neden olur. Kronik gecikmeler ve devamlı unutmalara yol açar.

• Negatif duygular: Negatif duygular rahatsız eder. Bu negatif duygular, öfke, anksiyete, memnuniyetsizlik ve suçluluk duygusu olarak ifade edilebilir.

• Diğer insanlarla yaşanan problemler: Diğer insanlarla olan ilişkilerde çatışma yaşanabilir. Böylece insan, olması gerektiğinden farklı, tepkisel davranabilir veya düşmanca duygular içinde olabilir.

• Sağlık problemleri: Bazı sağlık problemleri tükenmişlik duygusu yaşatır. Bunlar uykusuzluk, yorgunluk, başağrıları, sırt ağrıları, dayak yemiş gibi hissetmek, ve yüksek tansiyon.

• Performans düşüklüğü: Bıkma, isteksizlik, korku hissi, ve konsantre olma güçlüğü performansı zayıflatır.

• Madde alımı: Alkol veya diğer maddelerin alınmasının, sigara içimi, kafein alımı ve aşırı beslenme de tükenmişlik duygusunu tetikler.

• İşkoliklik: Ne kadar çok çalışırsak, kendimizi o kadar iyi hissedeceğimize dair duygularımız ışığında durup dinlenmeden çalışmalar tükenmişliğe götürür.

• Depresyon: Depresyon duyguların bastırılmasıdır. Eğer genel olarak ümitsiz ve anlamsızlık duygusu içine girdiğimiz zaman depresyona kolayca gireriz.

• Kendine güvenin azalması: Kendine güveni kaybetme, kendinden emin olamama ile eşdeğerdir.
 
X