suçlu benmişim,

Herkesin evliliğinde böyle cümleler kuruluyor mu? Normal mi bu?
Ömrüm oldukça ne annemden ne babamdan duydum böyle küfürleri, hakaretleri.
Hiç normal olabilir mi??
Kimin eşi yaninizda karısına/kocasına salak diyor?
Egitimcisiniz, işiniz gücünüz de varmış. Bu adamla geçen her gun ozguveninizden götürecek, Zaman geçip çocuk büyüyünce isteseniz de ayrılmaya cesaret edemeyeceksiniz
 
Oğlum çok seviyor babasını, ben çok eğlenceli bir anne değilim babasıyla çok mutlu oluyor. Maddi anlamda hiçbir şeyime karışmaz, aileme sayılı daima. Her yaz aileme götürdü arabayı bana bırakır genelde. Gezmemi kısıtlamaz hatta yurt dışı gezisine gitmek istiyorum dedim niye demedi, passportumu çıkardı.
Sen eğitimci değil misin? Çalışmıyor musun? Pasaportunun parasını sen vermedin mi, neden o çıkartmis olsun?
Maddi olarak para kazanmıyor musun zaten, neden senin kazandigin paraya karışsın?
Arabayı sana bırakırmis. O arabada hiç karın yok mu? Arabayı alırken senin altınlarını kullanmadı mi? Ya da o kredi öderken sen eve katkıda bulunmadin mi? İşini kolaylaştırmadin mi?
Sanki lütuf gibi anlattığın şeylerin hepsi zaten senin hakkın. Ayrıca babasını seviyorsa yine sevsin. Haftasonu babada kalıyor çocuklar yaz tatillerinde somestrlarda babada kalıyor uzun uzun. Boşandı diye çocuğu mu reddedecek?
 
Herkese merhaba. 7 yılı geride bıraktık evliliğimizde, inişli çıkışlı, güzel anlarıyla, tatillerle, bazen kavgalarla... Oğlumuz 5 yaşında, aslında oğlumun geç konuşmasıyla ilgili yaşadığım süreç benim için yıpratıcı oldu bir eğitimci olarak. Eşimin pek umrunda olmadı çoğunlukla her çocuk böyle, öğretmenler ne anlıyor, rehber öğretmenler ne biliyor yeri geldiğinde psikologlar da bir şey anlamıyo der çoğunlukla.
Neyse ben bir şekilde hep susuyorum, sabrediyorum. Küçük deyip büyütmediğim birçok şey oldu, onun da kendine göre böyle dediği zamanlar olmuştur. Zeytinyağı olamam. Lakin son 1 haftada yaşadıklarım tükenme noktasına getirdi beni.
Hafta sonu Büyükada'ya gidecektik, 4 çift, bizim arabada görümcemin eşinin kuzeni ve eşi vardı. Trafikte özellikle şehir içinde küçük büyük toplam 4 kazası var eşimin. (Birisi büyük maddi hasarlıydı) Ben yanında otururken istemsizce dikkat et, ışığa bak, dur şeklinde uyarıyordum ve beni dinlemeyip her seferinde kızıyordu. Tek bir kelime etmedim arkadayım zaten diğer kızla. Öndeki bir araca hafif vurdu. bizim kafa ön koltuğa çarptı. İnsan kaza yaptığında üzülür ama ben açıkçası sinirlendim. Sonra çarptığı adam tutanak tutalım dedi bizde hiçbir zaman tutanak olmadı, bir kez bile almadı. Yine de torpido gözüne sinirle baktı sonra kapıyı kapatırken nasıl yaptıysa işaret parmağı sıkıştı kapıya. Kanamaya başladı. Bir yerde girip sargı bezi alalım falan dedik yok yok, gerek yok dedi. Ben de sessizce hep böyle yapıyorsun, takip mesafeni ihlal ediyorsun ve vurduğun adamlar senin kadar sakin kalsın istiyorsun, küçük çizik diyorsun dedim. Adama göre öyle değil mercedes i çizildi işte. Döndü ve salak salak konuşma dedi. Tamam dedim sustum.
Büyükada'da gece uyarmama kızıyorsun ama keşke uyarsaydım kaza yapmazdık dedim. Sesini yükseltti ve uyarma beni asla sakın! 100 kere de kaza yapsam uyarma dedi. Peki dedim sustum.
Pazar -akşamı geldik oğlum hastalanmıştı biraz gece de öksürükle uyandı. Eşim oğlumuza yat, uyu diye yüksek sesle bağırdı sabah işe gideceğim hiç uğraşamam ben dedi. Sen yat dedim ben hallederim. Krup öksürüğüydü ventolin cortair verdim. Sabaha kadar deliksiz uyudu, sabah da doktora götürdük sadece cortair ventoline gerek yok dedi. Akşam eve geliyoruz arabadaydık ablamla konuşmamızı anlatıyorum. Ablam 20 yıllık hemşire 10 yıl çocuk yoğun bakımda çalıştı, 2 oğlu var ve ikisinde de alerjik astım süreçleri var. Doktora gitmeden doktor ne dediyse aynı şeyleri söylemişti dedim. Sadece 4. gün hala geçmezse ventolin ver dedi. Bunu anlattım diye ablan ne biliyor ki dedi? Ben babasıyım bu çocuğun izin vermiyorum dedi. Diyorum ki bak doktor ne dediyse yap dedi bana geçmezse verebilirsin dedi; kaldı ki geçmeyecek olsa doktora giderim bakar yani ne derse son tahlilde onu yaparım.
Bana ablanın dediğini yapmam benim oğlum gibi cevap verdiğinde ben de gerildim işine gelince babasıyım diyorsun gece uyanınca da ben uğraşamam diyorsun dedim. Bana o anda "sen ne biçim kadınsın, sktr git " dedi. Babalığına laf edemezmişim.
Sonuç bu sabah konuyu açtım suç bendeymiş onu o noktaya ben getirmişim. Sen diyebilirdin ki ablan öyle demiş bakarız, doktora sorarız dese unutup geçeceğimiz konuşma her şeyi o biliyor babası o dediği için buraya geldi diyorum kabul etmedi.
Ben çok yoruldum. Bu sözleri hak ettiğimi düşünmüyorum.
Sona yaklaştığımızı hissediyorum. Artılara odaklanmaktan yoruldum. Herkesin evliliğinde böyle cümleler kuruluyor mu? Normal mi bu?
Sabrı olup okuyanlar için teşekkürler.
hayır normal değil bu durum. adam normal değil.
 
Eşiniz karakter olarak benim eşime çok yakın. Biz 1 yillik evliyiz cocugumz yok. Suan ayrilmayi dusunuyorum. Ailemin yanindayim. Beni sevdigine inaniyorum fakat sinirlendiginde öfke kontrolu saglayamior. Bana zarar vermiyor ama esyalara zarar veriyor ve bagrio. Bende cok sabirli ve sakin bir insanim. Bide evlendikten snra benden gizli kumar oynadi. Bunlarin hepsi birikince patlama yaşadim resmen. Ona bugune kadar asla kaybetme korkusunu yaşatmadim. Şuan oda perişan oldu benden beklemiodu cnku.. şu çocugunuza ilac içirmek istememesi benimde cocugum oldugunda yaşayacagim bir durum eminim. Benimde ilaç icmemi istemez söylenir durur. Hastaliktan pek anlayan bir tip degil kendisi.. Ayrilmak cok zor bir karar benim cocugum olmamasina ragmen cok agir geliyor.. duygularimla hareket etmemem lazim biliyorum. Her dakika dua ediyorum rabbim bana dogru yolu nasip etsin diye.. Allah sizinde kalbinize ferahlik koysun
Amin inşallah. Kararı almamda beni tutan tek şey oğlum. Aslında saygı ile devam ediyor olsak bu kadar yorulmazdım ama bizim evliliğimiz hep bir çatışma üzerinde ilerliyor. Bak tam iyileşemedi oğlum hala öksürük var burnu katı balgam. Bugün kontrole götür dedim okuldan erken alacaktı yapamam dedi. Yalova dan halalarını gidip aldı getirdi akşam babasındayız aile meseleleri konuşuyorlar halası evliliklerde küçük şeyleri görmeyeceksin kabul edeceksin iyi yanlarına bakacaksın diyor bizimki de evet evet aynen öyle diyor.
 
Sen eğitimci değil misin? Çalışmıyor musun? Pasaportunun parasını sen vermedin mi, neden o çıkartmis olsun?
Maddi olarak para kazanmıyor musun zaten, neden senin kazandigin paraya karışsın?
Arabayı sana bırakırmis. O arabada hiç karın yok mu? Arabayı alırken senin altınlarını kullanmadı mi? Ya da o kredi öderken sen eve katkıda bulunmadin mi? İşini kolaylaştırmadin mi?
Sanki lütuf gibi anlattığın şeylerin hepsi zaten senin hakkın. Ayrıca babasını seviyorsa yine sevsin. Haftasonu babada kalıyor çocuklar yaz tatillerinde somestrlarda babada kalıyor uzun uzun. Boşandı diye çocuğu mu reddedecek?
Yeşil pasaportu hak etmemiştim onun sayesinde alabildim. Diğer söylediklerinizde haklısınız aslinda olması gerekenleri Bor lütuf olarak görüyorum ben. Hatta buraya yazdıktan sonra düşünmüştüm. Elimde avucumda ne varsa daima verdim maddi olarak. O kredi öderken ben kirayı, market masraflarını ödedim. Bilemiyorum, içimde korku da var memleketime dönemedim henüz. Ve bazen kayinvalidemin olmadığı bir şehirde yaşarsak farklı olacakmışız gibi hissediyorum. Çünkü yaklaşık 1 yıl doğudayken her şey bambaşkaydı. Ne zaman ki Bursa ya geldik huzursuzluk, kavga, öfke, çatışmalar. Hep fikir ayrılığı yaşıyoruz.
 
Herkese merhaba. 7 yılı geride bıraktık evliliğimizde, inişli çıkışlı, güzel anlarıyla, tatillerle, bazen kavgalarla... Oğlumuz 5 yaşında, aslında oğlumun geç konuşmasıyla ilgili yaşadığım süreç benim için yıpratıcı oldu bir eğitimci olarak. Eşimin pek umrunda olmadı çoğunlukla her çocuk böyle, öğretmenler ne anlıyor, rehber öğretmenler ne biliyor yeri geldiğinde psikologlar da bir şey anlamıyo der çoğunlukla.
Neyse ben bir şekilde hep susuyorum, sabrediyorum. Küçük deyip büyütmediğim birçok şey oldu, onun da kendine göre böyle dediği zamanlar olmuştur. Zeytinyağı olamam. Lakin son 1 haftada yaşadıklarım tükenme noktasına getirdi beni.
Hafta sonu Büyükada'ya gidecektik, 4 çift, bizim arabada görümcemin eşinin kuzeni ve eşi vardı. Trafikte özellikle şehir içinde küçük büyük toplam 4 kazası var eşimin. (Birisi büyük maddi hasarlıydı) Ben yanında otururken istemsizce dikkat et, ışığa bak, dur şeklinde uyarıyordum ve beni dinlemeyip her seferinde kızıyordu. Tek bir kelime etmedim arkadayım zaten diğer kızla. Öndeki bir araca hafif vurdu. bizim kafa ön koltuğa çarptı. İnsan kaza yaptığında üzülür ama ben açıkçası sinirlendim. Sonra çarptığı adam tutanak tutalım dedi bizde hiçbir zaman tutanak olmadı, bir kez bile almadı. Yine de torpido gözüne sinirle baktı sonra kapıyı kapatırken nasıl yaptıysa işaret parmağı sıkıştı kapıya. Kanamaya başladı. Bir yerde girip sargı bezi alalım falan dedik yok yok, gerek yok dedi. Ben de sessizce hep böyle yapıyorsun, takip mesafeni ihlal ediyorsun ve vurduğun adamlar senin kadar sakin kalsın istiyorsun, küçük çizik diyorsun dedim. Adama göre öyle değil mercedes i çizildi işte. Döndü ve salak salak konuşma dedi. Tamam dedim sustum.
Büyükada'da gece uyarmama kızıyorsun ama keşke uyarsaydım kaza yapmazdık dedim. Sesini yükseltti ve uyarma beni asla sakın! 100 kere de kaza yapsam uyarma dedi. Peki dedim sustum.
Pazar -akşamı geldik oğlum hastalanmıştı biraz gece de öksürükle uyandı. Eşim oğlumuza yat, uyu diye yüksek sesle bağırdı sabah işe gideceğim hiç uğraşamam ben dedi. Sen yat dedim ben hallederim. Krup öksürüğüydü ventolin cortair verdim. Sabaha kadar deliksiz uyudu, sabah da doktora götürdük sadece cortair ventoline gerek yok dedi. Akşam eve geliyoruz arabadaydık ablamla konuşmamızı anlatıyorum. Ablam 20 yıllık hemşire 10 yıl çocuk yoğun bakımda çalıştı, 2 oğlu var ve ikisinde de alerjik astım süreçleri var. Doktora gitmeden doktor ne dediyse aynı şeyleri söylemişti dedim. Sadece 4. gün hala geçmezse ventolin ver dedi. Bunu anlattım diye ablan ne biliyor ki dedi? Ben babasıyım bu çocuğun izin vermiyorum dedi. Diyorum ki bak doktor ne dediyse yap dedi bana geçmezse verebilirsin dedi; kaldı ki geçmeyecek olsa doktora giderim bakar yani ne derse son tahlilde onu yaparım.
Bana ablanın dediğini yapmam benim oğlum gibi cevap verdiğinde ben de gerildim işine gelince babasıyım diyorsun gece uyanınca da ben uğraşamam diyorsun dedim. Bana o anda "sen ne biçim kadınsın, sktr git " dedi. Babalığına laf edemezmişim.
Sonuç bu sabah konuyu açtım suç bendeymiş onu o noktaya ben getirmişim. Sen diyebilirdin ki ablan öyle demiş bakarız, doktora sorarız dese unutup geçeceğimiz konuşma her şeyi o biliyor babası o dediği için buraya geldi diyorum kabul etmedi.
Ben çok yoruldum. Bu sözleri hak ettiğimi düşünmüyorum.
Sona yaklaştığımızı hissediyorum. Artılara odaklanmaktan yoruldum. Herkesin evliliğinde böyle cümleler kuruluyor mu? Normal mi bu?
Sabrı olup okuyanlar için teşekkürler.
Onca şeye rağmen hala sona yaklaşamadıysanız, bunlarda da yaklaştığınız şey son değildir. Üzgünüm ama siz bu adamın ezmelerine alışmışsınız.
 
Size küfür ettiği için sizi mi suçluyor?
Evet o noktaya ben getirmişim çünkü. Babalığına laf etmeseydim küfür etmezmiş. Bazen sen de bağırıyorsun ama ben senin anneliğini öne sürmüyorum dedi. Açıkçası o anda düşünüp hak vermiştim .
Sonra şunu düşündüm ben hastayken oğluma bağırmadım veya bağırdığım şeyler keyfi değil ve çoğunlukla her şeye sabreden her şeye yetişmeye çalışan annelerin yaşadığı ani patlamalar şeklinde oldu birkaç kez.
Ve ben de eşime tartışırken şunu belirttim eğer sen de ya evet Amelie iyileşmezse veririz bu ilacı veya bakarız veya doktora götürürüz yine iyileşmezse diyebilecekken ablan kim, ablan ne biliyor diye çıkıştın yetmedi üstüne bu çocuğun babası benim ben izin vermem ventolin kullarımasına diye konuştun. Sen bunları söylerken beni o noktaya getirmiş olmuyorsun öyle mi dedim. Evet öyle dedi. Yani ona göre kendi hep haklı. Benim hep susmam lazım.
 
Oğlum çok seviyor babasını, ben çok eğlenceli bir anne değilim babasıyla çok mutlu oluyor. Maddi anlamda hiçbir şeyime karışmaz, aileme sayılı daima. Her yaz aileme götürdü arabayı bana bırakır genelde. Gezmemi kısıtlamaz hatta yurt dışı gezisine gitmek istiyorum dedim niye demedi, passportumu çıkardı.
Bunlar lütuf değil yalnız, insan olan her eşin diğer eşe yapması gerekenler.
 
Onca şeye rağmen hala sona yaklaşamadıysanız, bunlarda da yaklaştığınız şey son değildir. Üzgünüm ama siz bu adamın ezmelerine alışmışsınız.
Hayır asla alışmadım alışmış olsam susar geçerdim. Susmadım konuştum. Ha evet çözüm olmadı ama bende bir şeyler tamamen yitip gitti.
 
Herkese merhaba. 7 yılı geride bıraktık evliliğimizde, inişli çıkışlı, güzel anlarıyla, tatillerle, bazen kavgalarla... Oğlumuz 5 yaşında, aslında oğlumun geç konuşmasıyla ilgili yaşadığım süreç benim için yıpratıcı oldu bir eğitimci olarak. Eşimin pek umrunda olmadı çoğunlukla her çocuk böyle, öğretmenler ne anlıyor, rehber öğretmenler ne biliyor yeri geldiğinde psikologlar da bir şey anlamıyo der çoğunlukla.
Neyse ben bir şekilde hep susuyorum, sabrediyorum. Küçük deyip büyütmediğim birçok şey oldu, onun da kendine göre böyle dediği zamanlar olmuştur. Zeytinyağı olamam. Lakin son 1 haftada yaşadıklarım tükenme noktasına getirdi beni.
Hafta sonu Büyükada'ya gidecektik, 4 çift, bizim arabada görümcemin eşinin kuzeni ve eşi vardı. Trafikte özellikle şehir içinde küçük büyük toplam 4 kazası var eşimin. (Birisi büyük maddi hasarlıydı) Ben yanında otururken istemsizce dikkat et, ışığa bak, dur şeklinde uyarıyordum ve beni dinlemeyip her seferinde kızıyordu. Tek bir kelime etmedim arkadayım zaten diğer kızla. Öndeki bir araca hafif vurdu. bizim kafa ön koltuğa çarptı. İnsan kaza yaptığında üzülür ama ben açıkçası sinirlendim. Sonra çarptığı adam tutanak tutalım dedi bizde hiçbir zaman tutanak olmadı, bir kez bile almadı. Yine de torpido gözüne sinirle baktı sonra kapıyı kapatırken nasıl yaptıysa işaret parmağı sıkıştı kapıya. Kanamaya başladı. Bir yerde girip sargı bezi alalım falan dedik yok yok, gerek yok dedi. Ben de sessizce hep böyle yapıyorsun, takip mesafeni ihlal ediyorsun ve vurduğun adamlar senin kadar sakin kalsın istiyorsun, küçük çizik diyorsun dedim. Adama göre öyle değil mercedes i çizildi işte. Döndü ve salak salak konuşma dedi. Tamam dedim sustum.
Büyükada'da gece uyarmama kızıyorsun ama keşke uyarsaydım kaza yapmazdık dedim. Sesini yükseltti ve uyarma beni asla sakın! 100 kere de kaza yapsam uyarma dedi. Peki dedim sustum.
Pazar -akşamı geldik oğlum hastalanmıştı biraz gece de öksürükle uyandı. Eşim oğlumuza yat, uyu diye yüksek sesle bağırdı sabah işe gideceğim hiç uğraşamam ben dedi. Sen yat dedim ben hallederim. Krup öksürüğüydü ventolin cortair verdim. Sabaha kadar deliksiz uyudu, sabah da doktora götürdük sadece cortair ventoline gerek yok dedi. Akşam eve geliyoruz arabadaydık ablamla konuşmamızı anlatıyorum. Ablam 20 yıllık hemşire 10 yıl çocuk yoğun bakımda çalıştı, 2 oğlu var ve ikisinde de alerjik astım süreçleri var. Doktora gitmeden doktor ne dediyse aynı şeyleri söylemişti dedim. Sadece 4. gün hala geçmezse ventolin ver dedi. Bunu anlattım diye ablan ne biliyor ki dedi? Ben babasıyım bu çocuğun izin vermiyorum dedi. Diyorum ki bak doktor ne dediyse yap dedi bana geçmezse verebilirsin dedi; kaldı ki geçmeyecek olsa doktora giderim bakar yani ne derse son tahlilde onu yaparım.
Bana ablanın dediğini yapmam benim oğlum gibi cevap verdiğinde ben de gerildim işine gelince babasıyım diyorsun gece uyanınca da ben uğraşamam diyorsun dedim. Bana o anda "sen ne biçim kadınsın, sktr git " dedi. Babalığına laf edemezmişim.
Sonuç bu sabah konuyu açtım suç bendeymiş onu o noktaya ben getirmişim. Sen diyebilirdin ki ablan öyle demiş bakarız, doktora sorarız dese unutup geçeceğimiz konuşma her şeyi o biliyor babası o dediği için buraya geldi diyorum kabul etmedi.
Ben çok yoruldum. Bu sözleri hak ettiğimi düşünmüyorum.
Sona yaklaştığımızı hissediyorum. Artılara odaklanmaktan yoruldum. Herkesin evliliğinde böyle cümleler kuruluyor mu? Normal mi bu?
Sabrı olup okuyanlar için teşekkürler.
Hem suçlu hem güçlü hemde biraz arsız malesef eşiniz
 
X